Perlinganit
Enfüzyon solisyonu olarak kullanılan Perlinganit, kan basıncının kontrol alınmasına yardımcı olur. Kan basıncıyla ilgili olarak bir takım problemler ortaya çıktığı zaman kontrol altına alınmasını sağlar.
Perlinganit Ne İşe Yarar?
Aynı zamanda ilacın kullanılma nedenlerini sayacak olursak şu hususlara bağlı olarak gerçekleşebilir. İlaç, akutmiyokardiyal enfarktüse bağlı olarak ortaya çıkan konjestif kalp yetmezliği esnasında ihtiyaç duyularak kullanılmaktadır. Ayrıca pektoris tedavisi sırasında da perlinganite başvurulduğunu söylememiz gerekir. Cerrahi girişimler esnasında kontrollü hipotansiyonun oluşması adına perlinganite ihtiyaç duyulur. Kaardiyonejik şok sırasında perlinganite başvurulur. Bu sayede kan basıncının normal ayarda tutulması sağlanmış olur. Hastanın sağlık durumu risk altına girmeden normal düzeyde kalması adına kullanılan bir takım tıbbi ilaçtır. Akut bozuklukların yanı sıra kan dolaşımının bozulduğu durumlarda kullanılan ilaçtır.
Perlinganit Yan Etkileri Nelerdir?
Perlinganit aşırı doz da alındığı zaman da aynı yan etkileri ortaya çıkarabile3cek bir ilaçtır. Görülmesi muhtemel yan etkileri sıralamak gerekirse şu şekilde söylenebilir. Buna göre, baş ağrısı, görme bozukluğu, mide bulantısı, korku ve endişenin hakim olması, aşırı derece de huzursuzluk meydana gelmesi, yerinde duramama, kas seğirmesi, abdominal ağrı problemleri ortaya çıkabilir. Perlinganit ilacının yan etkisiyle ilgili olarak mutlaka bilinmesi gereken bazı kritik noktalar vardır. Bunlardan birisi de eğer bu saymış olduğumuz yan etkiler dışında bir yan etki görülürse hemen doktora gidilmesi gerekir. Zaten perlinganit doz oranı doktor kontrolü eşliğinde yapılmaktadır.
Perlinganit Doz Oranı
Bu ilacın direkt İV enjeksiyon yoluyla kullanılmadığını söylememiz gerekiyor. Konsantre vepotent bir preparat olarak bilindiğinden dolayı %0.9 sodyum klorür ya da %5dekstroz çözeltileri ile seyreltilmesi gerekmektedir. Eğer kalp yetmezliği gibi durumdan bahsediyorsak o zaman alınması gereken doz oranının ise l doz sınırları 10-100 µg olduğunu belirtmemiz lazım. Mutlaka dikkat edilmesi gereken bir başka önemli konulardan birisi de Enfüzyona düşük hızla başlanması gerektiğidir. Yeterli seviyeye gelinceye kadar yavaştan biraz daha arttırılması gerekmektedir. Başlangıç hızı için ise enfüzyın hızı 25 µg/dak önerilmektedir. Kan basıncı oluşturulmaya başlanana kadar ise bu hızın kademeli olarak arttırılması gerekmektedir.